Büyük turnuvaların ne olursa olsun favori takımlarındandır Almanlar. En kötü yıllarında bile yıldızlarla dolu rakipleri elenmişken Almanlar en az yarı final oynamışlardır. Zaten bu sebepten kendilerine " Turnuva takımı" diye hitap eder herkes ve daima onlardan çekinirler. Fakat kabul etmek gerekir ki- zaten kimsenin itirazı olacağını da sanmıyorum- Almanya bu turnuvada bambaşka bir oyun sergiledi ve herkesi kendilerine hayran bıraktılar. Bu başarının ardında da kesinlikle Joachim Löw vardı.
Daha önce 2 kez Türkiye tecrübesi olan Löw'ün o zamanlarını malesef hiç hatırlamıyorum yaşım sebebiyle. Bu futbol dehası adamla ilk kez tanışmam Euro 2008 olmuş ve ilk kez kendisindeki üstün taktik zekasını farketmem de aynı turnuvanın çeyrek final maçı olan Portekiz maçında olmuştu. Çeyrek finale kadar çok da iyi oynamıyordu Alman milli takımı, içinde bulunduğu B grubundan Hırvatistan'ın ardından 2.olarak çıkmıştı 6 puanla ve futbolu çok da muhteşem değildi. Fakat 3-2 kazandıkları Portekiz maçında yine çok iyi oynamamalarına karşın duran top organizasyonlarına ve rakibinin diğer zaaflarına o kadar iyi çalışmıştı ki Löw yarı finalde Türkiye'nin karşısına onun dehası olmadan çıkmaları çok zordu. Nitekim Türkiye maçında da Türkiye'nin zaman zaman çok daha etkili olmasına rağmen doğru taktik hamleleri ile final vizesini kapmıştı.
Geçen 2 senede Löw'ün kendini daha da geliştirdiğini görebiliyoruz. Bu 2 senelik süreci başarıyla atlatan ve buraya gelirken de son Avrupa Şampiyonası 3.sü Rusya ile olan gruptan 10 maçta 26 puan bularak G.Afrika'ya gelmeye hak kazanmışlardı. Löw bu süreç içerisinde istediklerini daha rahat uygulatabileceği genç,dinamik,güçlü ve zeki bir kadro da kurdu ve bu sayede Dünya Kupası'nı domine etti. Euro 2008 kadrosundaki yaşını almış oyuncuların yerini 2009 daki 21 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası'nı kazanan U-21 takımındaki başarılı oyuncularla doldurup,Boateng,Khedira,Mesut ve Marin gibi, tecrübe ile dinamizm ve yeteneği harmanlatan Löw muhteşem adeta makine gibi bir takımı kurmuş oldu. Takımın şablonunu uzun uzun anlatmaya gerek yok:
Başarılı ve genç bir kalecileri var stoperleri uzun kule gibi çok atletik oyuncular olmasa da özellikle eski sağ bek Friedrich bu turnuvada çok etkiliydi, sağ bekleri Lahm turnuvanın en çok bindirme yapan beki ve bir sürü atakta payı var ve muhteşem bir turnuva geçiriyor. Lahm zaten sağ kanatta Müller le birlikte muhteşem bir ikili oluşturdu. Sol bek Jerome Boateng çok daha defansif bir görüntü verse de o alandan da açık vermiyorlar ve savunma anlamında diğer bir çok takıma göre defans bölgesine iş düşmedi ama yine de 2 büyük favori İngiltere ve Arjantin, Gana-Sırbistan gibi grup maçlarına rağmen kalelerinde sadece 2 gol görmelerinin hiçbir bahanesi olamaz.
Orta sahada Ballack'ın olmaması gerçekten Almanlar için bu turnuvada çok hayırlı olmuş. Zaten 33 yaşına gelmiş, fizik olarak artık daha ileri gidemeyecek bir oyuncu Ballack, nitekim Ancelotti de bu sebeple kendisiyle sözleşme yenilemedi ve Ballack eski takımı Leverkusen'in yolunu tuttu. Artık yavaş yavaş bağımlı olduğu Ballack'a bağımlı oynamaya alışmış Alman milli takımı bu turnuvada korkusunun üstüne giden bir çocuk gibi korkusunu yendi. O bölgesinde oynayan Sami Khedira ve Louis van Gaal'in bu sezon ilk kez bu bölgede oynatmaya başladığı Schweinsteiger muhteşem bir ikili oluşturdular. Özellikle Schweinsteiger hücuma yaptığı katkılarla ve orta sahada koşan basan görüntüsüyle turnuvanın en iyi oyuncularından biri olmayı başardı, en son olarak Arjantin maçında ceza sahası içinde çalım ve dribling in ardından yaptığı muhteşem asisti verebiliriz hücuma katkısına. Solda podolski ortada mesut ve sağda Müller tam anlamıyla modern futbolun gereklerini yapan üstün oyun zekalarıyla, ve Mesut özellikle paslarıyla, Almanya'ya hücumda aşırı katkı sağlıyorlar. Müller de turnuvada herkesin dikkatini çeken,ve bu konumuna sadece 1 senede ulaşan, bir yıldız olarak oyunu harika okuyabiliyor. Galatasaray yazısında aranan kanat oyuncusunun niteliklerini sıralarken saydığım içeri sürekli kesmesinin, adam eksitlmesinin ve kendini içeri kestiğinde sıkça unutturup gol vuruşunu yapma gibi özellikler Müller'de de var, Podolski'de de. Mesut da gerek sağda gerek solda dolanarak gerideki ortasahadan top alıp kanatlara yayarak veya ayağa,ileri oynayarak ve de ceza sahası içine kaçan forvetleri topla buluşturarak harikalar yaratıyor. Klose gibi oyunu son derece iyi okuyabilen,nereye gitmesi gerektiğini bilen,15 saniye sonrasını düşünüp nerde ne zaman duracağını bilen, kafa vuruşu ustası ve Dünya Kupası golcüsü gibi bir forvetle de Almanya atakta iyice kusursuzlaşıyor.
Zaten Almanlar rakip ceza sahasına 5 kişi en az giriyorlar ve hemen ceza sahası dışında khedira, lahm gibi destek veren oyuncular da düşünüldüğünde aşırı organize atak yapıyorlar. Arjantin maçında daha iyi görme fırsatımız oldu; takım savunmasını da organize yapıyorlar. Ne kadar güçsüz ve kopuk bir orta sahası olursa olsun Arjantin'in yetenekleri forvetlerine ve bazen orta sahada top döndürülürken çok çabuk geri gelip yeri geldi mi 2 kişi basarak, pres ile boş alan bırakmamaya çalışarak savunmada da çok başarılı olduklarını gösterdiler. Bu genç ve başarılı takımın pek çok oyuncusu da turnuva bitimiyle 1-2 sezon içerisinde en geç çok önemli takımların yolunu tutacaklardır.
Özetle bu muhteşem takımın mimarı Löw'ü ve talebelerini, Almanya'yı seven sevmeyen tüm futbol severlere zevkle izlettikleri için tebrik ediyoruz.
Yazımı bitirirken van Gaal'e de bir parantez açmak istiyorum: Löw her ne kadar büyük bir deha olup bu başarının mimarı da olsa, van Gaal'in de bu takımda dolaylı da olsa önemli katkısı var. Bu
lige sıkıntılı başlayıp çok başarılı bir sezon geçiren Bayern'in hocası, bu milli takımda oynayan Müller'i keşfetmesi ve ona 30 küsür milyon euro ödenen Gomez gibi, Klose gibi oyunculardan daha çok şans vererek şu an kupada adından en çok söz ettiren büyük yıldızlardan birini parlatmış oldu. Schweinsteiger'i kanattan alıp ondan muhteşem bir orta saha olacağını anlaması ve yaratması, milli takımla yer alan Badstuber gibi bir başka genci çok kritik maçlarda oynatarak Alman futboluna kazandırması gibi faktörlerden ötürü van Gaal'in de bu başarı da payı vardır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder