24 Temmuz 2010 Cumartesi

Al Jefferson ve Raja Bell Utah'ta

Aslında bayağı bir süre önce gerçekleşmiş bir transfer, ancak tatilden dolayı ancak şimdi yazabiliyorum.

Al Jefferson, Carlos Boozer takasından alınan TPE, Kosta Koufos ve 2 tane 1. tur draft hakkı karşılığında(Biri Ronnie Brewer takasında Memphis'ten aldıkları) Utah Jazz'e takas oldu. Al Jefferson'ın takımda kalmayacağı Minnesota'nın bu ölü sezonda takıma kazandırdığı uzunlardan belliydi,(Darko, Pekovic ve Beasley) Utah'ın da Boozer'dan sonra bir uzuna ihtiyacı vardı. Kısaca iki takıma da fayda sağlayan bir takas oldu.

Utah açısından bakarsak, Al Jefferson'ın Boozer gibi kesin bir mevkisi yok. Boozer'da belli süreler pivot oynadı gerçi, ancak Al Jefferson tüm sezonu hem pivot hem power forvet olarak geçirebilir. Mehmet Okur'un sakatlığı süresince pivot oynayacağı kesin, ancak ondan sonra Utah'ın uzun rotasyonu ilginç bir hal alacak. Mehmet Okur dönene kadar Millsap ilk 5 başlayacak, o süreçte göstereceği performans sonrası Mehmet'in takımdaki garanti yeri yok olabilir.

Jefferson şu ana kadar Deron Williams ayarında bir oyun kurucuyla oynamadı, özellikle hücum bazında bu ona çok fayda sağlayacaktır. Hücum olarak Boozer kadar yetenekli değil, ancak sayı ortalaması olarak düşüş yaşayacağını sanmıyorum. Geçen sene 1.8 asist yapmış maç başına, bu ortalama da Utah hücumunda yükselecektir. Savunma olarak istastikler fena değil,(Son 4 senedir blok ortalaması 1.3 ve üzerinde) ve karşılaştırıldığı oyuncu Boozer olunca doğal olarak savunma kalitesi yükseliyor. Boozer'dan daha çok yönlü, ve kontratı bayağı iyi.(3 sene boyunca yıllık sırayla 13/14/15 milyon dolar alacak) Sakatlık riski var, ancak Boozer'la kıyaslarsak(En azından motive olmamış Boozer'la) çok daha iyi durumda kendisi.

Jazz aynı zamanda kadrosuna Raja Bell'i de kattı. Utah, Bell'e 3 yıl için 10 milyon dolar ödeyecek. Bu da önemli bir transfer Jazz için, çünkü Bell savunması ve üçlüğüyle ünlü veteran bir SG olarak Utah'ın en büyük sorunlarından birinin çözümü aslında kağıt üzerinde. Kendisi muhtemelen Phoenix günlerindeki gibi maç başına 35+ dakika oynayamayacak, ancak özellikle play-off'larda tecrübesi ve savunmasından çok faydalanacak Utah. Geçen sene play-off'larda Kobe'yi savunmakta her zaman olduğu gibi çok zorlandı Jazz, bakalım bu sezon Bell'den bunu görebilecek miyiz.



Sonuç olarak, Jazz kendileri için felakete dönüşebilecek bir seneyi taraftarlarını şampiyonluk için uzaktan da olsa bir şans olduğuna inandıran bir seneye dönüştürdü. Kevin O'Connor'ı çok fazla büyük hamle yapmadığı için çok eleştirmişimdir, ancak şu anda takdir edilmesi lazım, kağıt üzerinde çok iyi bir iş başardı. Bakalım ne kadarı gerçeğe dönüşecek.

Hiç yorum yok: