Playofflar başladığında Boston Celtics bir şampiyonluk adayı olarak görülmüyordu. Daha doğrusu unutulmuş gibiydi. Doğuda Orlando veya Cleveland'ın finale çıkmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Ancak bunun geçen sene Garnett'in sakatlığı sonrası oluşan bir zayıflığın uzun sürmüş bir hatırası olduğu ortaya çıktı.
Orlando'nun doğunun en güçlü iki takımından biri olduğu düşünülüyordu(Bence hala öyleler). Hatta finallere gidecek takımlar arasında o kadar kesin bir favoriydi ki sezon içinde Lewis eşleşmesinde dengelenmek için Antwan Jamison Cleveland'a getirilmişti. Orlando geçen playofflarda NBA finaline çıktığı kadrosundan daha güçlü bir kadro kurmuştu bu sene. Çok para isteyen Hidayet'le kontrat yenilenmemiş, yerine Carter getirilmiş ayrıca Barnes ile anlaşılmıştı. Sakatlığı yüzünden 2009 finallerinde oynayamayan Nelson etkili oyunu ile playofflara hızlı başlamıştı. Peki bu Boston serisi neden Orlando için bu kadar zor oldu?
İlk göze çarpan sorun geçen yazılarda da bahsi geçen psikolojik etkenler. Boston Garnett'in de dönüşüyle "Big Three"sine kavuşmuş, hatta üçlünün performasını gölgede bırakan bir Rajon Rondo'nun çıkışıyla iyice güçlenmişlerdi. Güçlü rakiplere karşı savaşarak kazanılmış serilerin getirdiği ekstra takım ruhu, ve güven duygusu zaten tecrübeli, istekli ve takım kimyası üst düzeyde olan Boston'a Orlando serisi öncesi apayrı bir momentum kazandırdı.
İkinci sorun istikrar oldu. Bu aslında sezon içi performansta Orlando için söylenmesi yalnış bile olurdu. Dominant bir ve takım içi kimyası yüksek bir oyuncu kadroları var ama hücum sistemleri her zaman işe yarayamayabiliriyor. Aslında çok basit bir hücum yapısına sahipler: İçeride Howard'ı izole edecek şekilde üçlük çevresinde diğer oyuncuların top rotasyonu yapması, ya da top Howard'a ulaşınca gelecek olan olası bir double team sonucunda boştaki oyuncu görülerek yapılan kolay bir üçlük. Çoğu defans boşta kalan adama zaten son bir baskı uygulamaya çalıştığı için üçlüğün gerisinden topu alan oyuncu ekstra pas yaparak bir diğer arkadaşına da rahat pozisyon sağlayabiliyordu. Kadrolarındaki oyuncular bu sisteme çok uygundu. Lewis ve Hidayet zatentek başlarına rakibi bezdirebilecek önemde kritik üçlükleri gözü kapalı sokabiliyorlardı adeta. Kadrolarında gerek guard gerek forvet mevkiinde uzak mesafe şutu zayıf olan bir oyuncu yoktu zaten. Kenardan gelerek katkı yapan Pietrus ve Reddick geçen sene de vardı. Bu sistem geçen sene finallere kadar götürdü Orlando'yu. Ancak üçlük sayıların takım hücumunda büyük rol oynadığı takımlar bazen tökezleyebiliyor. Özellikle kendilerine güveni yitirdiklerinde veya bir maça iyi ısınamamışlarsa üçlükler atılması gerektiği gibi atılmıyor, dolayısı ile hücum sistemlerini bir anda kilitleniyor. Örneğin bunu 5. maçta görmedik, evlerinde çok iyi bir uzak mesafe şutu performansı gösterdiler. Maçtan sonra Orlando'da umut ışığı doğdu seriyi 3-2'ye getirdikleri için. Van Gundy'ye basından birinin sorduğu bir soruyu hatırlıyorum: "Acaba takımınızın son iki maçın öncesinde bu galibiyetlerle bir momentum kazandığını düşünüyor musunuz?". Cevabı son derece dürüsttü, "Hayır". Doğru olduğu da belli oldu zaten. Kadro açısından 3-0'dan dönebilecek bir güce sahip olmalarına rağmen seriyi kafalarında çoktan bitirmiş olmaları Orlando'nun tecrübe eksikliğini gösteriyor.
3. etken konsantrasyondu. Bunun etkisini pek düşünmemiştim ama basketbol takımı koçum olan Mr. Phillips dün benimle konuşurken bu konunun üzerinde durdu. Zihinsel bir zayıflık ve konsantrasyon eksikliği Orlando'nun seçkin kadrosunun takıma uygun olan hücum sistemiyle %100 verememesine sebep oldu. Sanki maçı oynamıyor da izilyormuş gibiydiler Boston'daki maçlarda. Dalgın dalgın oynayan Orlando'nun karşısında her adımda iki adım ötesini düşünen, anlık fırsatları iyi değerlerndiren, yırtıcı bir Boston vardı. Bu oyun yapısı zaten çok yetenekli oyuncularla donattıkları takımın %100'den bile iyi performans göstermesini sağlıyordu.
Sonuç olarak:
Playofflar sezon içi maçlardan çok farklı. Her maç çok kritik bir öneme sahip olduğu için maçın her saniyesi çok önemli. Boston-Orlando eşleşmesini inceleye inceleye bitmez. Sözü uzatmamak gerekirse bu iki takım arasında hangisinin daha yüksek performans gösterdiği, kimin daha konstantre, daha istekli, daha çalışkan olduğunu seride oynanan maçlardan tek bir alıntıyla açıklanabileceğini düşünüyorum. Bu pozisyon anlatmaya çalıştığım çoğu şeyin bir özeti gibi...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder