Bugüne kadar, kariyeri bitmeden NBA'den Avrupa liglerine gitmiş basketbolcuları düşünün. Genelde NBA kariyeri çok iyi geçmemiş, Avrupa'da Amerika'da görecekleri ilgi ve para daha fazla olacağı için giden oyuncular olacaktır aklımıza gelecekler.
Bu yaz, Barcelona'lı Juan Carlos Navarro bir akım başlattı sanki. Onun gidişi anlaşılırdı, Memphis'le Barcelona arasındaki şehir farkını geçelim, Barça'nın ona önerdiği 5 milyon Euro'yu Memphis nasıl önerebilirdi? Ama sonrasında olanlar beklediğimizden fazlaydı. Kelenna Azubuike gidecek dendi, kesin bir şey sağlanamadı.
Ama, Olympiakos'un zaten yapmış olduğu sağlam transferlerin üzerine(Papaloukas, Vujcic) bir de Josh Childress'le anlaşması Amerika'lıları beklemedikleri bir yerden vurdu. Çünkü Childress, genelde Avrupa için NBA'i bırakan oyuncu tipine benzemiyordu. NBA'de tanınıyordu, ilk 5 başlamasa da, iyi bir 6. adamdı. Ve NBA'de kalsa 6 milyon dolar civarında bir teklif alabilirdi, ve tabii ki maç başına 25 küsür dakika. Avrupa'da alıp NBA'de alamayacağı tek şey daha çok para gibi gözüküyordu, ve onu alıp gitti.
Childress'ın ardından birçok oyuncu(Krstic, Arroyo, Boykins gibi) onun peşinden Avrupa'ya gitti, tabi bu oyuncular NBA için büyük bir kayıp değildi. Bu ufak yaprak dökümünün ardından LeBron'da gider kontratı bitince, 70-80 milyona tarzı espriler yapılmaya başlandı. Bundan birkaç hafta sonra, daha sonraki sezonlar için Avrupa kulüplerinin LeBron'a teklif yapmayı düşündüğü haberlerini beklemiyorlardı tabii ki.
"Peki, oyuncular neden Avrupa'ya gitmek istiyor?", "Hani NBA en popüler ligdi?" gibi sorular sorabilirsiniz, doğaldır. Burada aslında 2 sebep var:
1) Para:
Avrupa'da "Salary Cap" denilen sistem olmadığı için, bir oyuncuya NBA'deki bir takımın verebileceği maksimum paranın üstüne çıkabilirler isterlerse. Onu geçtim, değer kaybeden dolara karşı Euro, ve ülkeler arasındaki vergi farkı(Amerika'daki kontratlar, vergi hesaplanmadan yapılır, mesela rakamları sallarsak, 3 yıl/18 milyonluk bir kontrat, vergiler düşüldüğünde 3 yıl/15 milyon olur) gibi faktörlerin hepsi Avrupa'da daha çok para kazanılabileceğini gösteriyor.
2) Şehirler:
Bakmayın, NBA'deki her takımın evsahibi olan şehir Los Angeles kadar güzel değil. Salt Lake City'de mi, yoksa Barcelona'da mı yaşamak isterdin diye sorsalar, ne derdiniz?
Peki, bu olay NBA'i hangi konuda endişelendirmeli?
Şahsen, "yıldız" ve üstü olarak görülen oyuncuların yakın zamana kadar(Eğer yaşlanmadılarsa, olası istisnalar hariç) NBA'i terketmeyeceğini düşünüyorum. En fazla, "role player" olarak gösterilen Shane Battier tarzı oyuncular gidebilir. Ama buradaki en büyük sorun, Brandon Jennings durumu olabilir.
Brandon Jennings kimdir?
Brandon Jennings, yetenekli, liseyi yeni bitirmiş bir basketbolcudur. Kendisi ayrıca Marcus Williams'ın kuzenidir, ama bunun konuyla alakası yok. Onun bu yazıda yer almasını sağlayan olay, yaş sınırı yüzünden NBA'e seçilemeyecek olması nedeniyle geçireceği fazladan senesini üniversiteye gidip NCAA'lerde geçirmek yerine, Lottomatica Roma'yla anlaşma imzalayıp Serie A'da geçirecek olmasıdır.
Bunun ona faydası ne?
Jennings bir senelik üniversite eğitiminden mahrum kalıp o sene NCAA'lerde oynayacakların aksine profesyonel olup basketbol oynadığı için para alacak. Hem tecrübe kazanmış olacak, hem basketbol oynayacak, hem para alacak, hem de derslere girmeyecek. Hangimiz istemeyiz ki bunu?
Peki, bu neden NBA'i endişelendirsin ki?
Aslında bu NBA'den çok NCAA'i endişelendirecek bir durum. İşin sonunda Jennings NBA Draft'ine katılıp bir takımda oynuyor olacak. Ama, onun izinden başka genç yıldızlar giderse NCAA ciddi bir oyuncu kaybına uğrayabilir. Gerçi, nedenini tam anlayamadığım bir şekilde bu yaş sınırlamasını koyan David Stern buna da bir çözüm bulabilir, göreceğiz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder