7 Ağustos 2008 Perşembe

2010

"Amacımız 2010'a hazırlanmak"

Basketbol Milli Takımı'mızın koçu Bogdan Tanjevic'ten her sene duyduğum söz. Gördüğüm ise biraz farklı: Her sene değişen bir kadro. 2004'ten başlayıp 2010 için kadro hazırlamak güzel bir şey tabi. Ama benim anlamadığım, bunun anlamı 2004'te(Ki çok erken bence) bir çekirdek kadro kurup(En azından 8-9 kişilik) onları her turnuvada birlikte oynatarak birbirine alıştırmak değil mi, "toplama takım" gibi oynamamak için?

Eurobasket 2005'teki kadromuz:

4Kerem TunçeriG1.87
5Ermal KuqoF2.07
6Mirsad TürkcanF2.05
7Ender ArslanG1.88
8Cenk AkyolG1.93
9Serkan ErdoganG1.90
10Ibrahim KutluayG1.98
11Fatih SolakC2.14
12Kerem GönlümF2.07
13Mehmet OkurF2.10
14Kaya PekerC2.07
15Hidayet TürkogluF2.03

2008'deki aday kadromuz:

Kerem Gönlüm
Cenk Akyol
Semih Erden
Ender Arslan
Ömer Onan
Ersan İlyasova
Kerem Tunçeri
Oğuz Savaş
Ersin Görkem
Sinan Güler
Engin Atsür
Cemal Nalga
Ümit Sonkol
Hidayet Türkoğlu
Barış Hersek
Bora Hun Paçun
Doğuş Balbay
Ömer Aşık


Kadro biraz değişmiş sanki. Gerçi, ben anlamam basketten, onlar bir şey biliyorlar ki Milli Takımı'mızın başındalar. Değil mi?

NBA'den Avrupa'ya?

Bugüne kadar, kariyeri bitmeden NBA'den Avrupa liglerine gitmiş basketbolcuları düşünün. Genelde NBA kariyeri çok iyi geçmemiş, Avrupa'da Amerika'da görecekleri ilgi ve para daha fazla olacağı için giden oyuncular olacaktır aklımıza gelecekler.

Bu yaz, Barcelona'lı Juan Carlos Navarro bir akım başlattı sanki. Onun gidişi anlaşılırdı, Memphis'le Barcelona arasındaki şehir farkını geçelim, Barça'nın ona önerdiği 5 milyon Euro'yu Memphis nasıl önerebilirdi? Ama sonrasında olanlar beklediğimizden fazlaydı. Kelenna Azubuike gidecek dendi, kesin bir şey sağlanamadı.

Ama, Olympiakos'un zaten yapmış olduğu sağlam transferlerin üzerine(Papaloukas, Vujcic) bir de Josh Childress'le anlaşması Amerika'lıları beklemedikleri bir yerden vurdu. Çünkü Childress, genelde Avrupa için NBA'i bırakan oyuncu tipine benzemiyordu. NBA'de tanınıyordu, ilk 5 başlamasa da, iyi bir 6. adamdı. Ve NBA'de kalsa 6 milyon dolar civarında bir teklif alabilirdi, ve tabii ki maç başına 25 küsür dakika. Avrupa'da alıp NBA'de alamayacağı tek şey daha çok para gibi gözüküyordu, ve onu alıp gitti.

Childress'ın ardından birçok oyuncu(Krstic, Arroyo, Boykins gibi) onun peşinden Avrupa'ya gitti, tabi bu oyuncular NBA için büyük bir kayıp değildi. Bu ufak yaprak dökümünün ardından LeBron'da gider kontratı bitince, 70-80 milyona tarzı espriler yapılmaya başlandı. Bundan birkaç hafta sonra, daha sonraki sezonlar için Avrupa kulüplerinin LeBron'a teklif yapmayı düşündüğü haberlerini beklemiyorlardı tabii ki.

"Peki, oyuncular neden Avrupa'ya gitmek istiyor?", "Hani NBA en popüler ligdi?" gibi sorular sorabilirsiniz, doğaldır. Burada aslında 2 sebep var:

1) Para:

Avrupa'da "Salary Cap" denilen sistem olmadığı için, bir oyuncuya NBA'deki bir takımın verebileceği maksimum paranın üstüne çıkabilirler isterlerse. Onu geçtim, değer kaybeden dolara karşı Euro, ve ülkeler arasındaki vergi farkı(Amerika'daki kontratlar, vergi hesaplanmadan yapılır, mesela rakamları sallarsak, 3 yıl/18 milyonluk bir kontrat, vergiler düşüldüğünde 3 yıl/15 milyon olur) gibi faktörlerin hepsi Avrupa'da daha çok para kazanılabileceğini gösteriyor.

2) Şehirler:

Bakmayın, NBA'deki her takımın evsahibi olan şehir Los Angeles kadar güzel değil. Salt Lake City'de mi, yoksa Barcelona'da mı yaşamak isterdin diye sorsalar, ne derdiniz?

Peki, bu olay NBA'i hangi konuda endişelendirmeli?

Şahsen, "yıldız" ve üstü olarak görülen oyuncuların yakın zamana kadar(Eğer yaşlanmadılarsa, olası istisnalar hariç) NBA'i terketmeyeceğini düşünüyorum. En fazla, "role player" olarak gösterilen Shane Battier tarzı oyuncular gidebilir. Ama buradaki en büyük sorun, Brandon Jennings durumu olabilir.

Brandon Jennings kimdir?

Brandon Jennings, yetenekli, liseyi yeni bitirmiş bir basketbolcudur. Kendisi ayrıca Marcus Williams'ın kuzenidir, ama bunun konuyla alakası yok. Onun bu yazıda yer almasını sağlayan olay, yaş sınırı yüzünden NBA'e seçilemeyecek olması nedeniyle geçireceği fazladan senesini üniversiteye gidip NCAA'lerde geçirmek yerine, Lottomatica Roma'yla anlaşma imzalayıp Serie A'da geçirecek olmasıdır.

Bunun ona faydası ne?

Jennings bir senelik üniversite eğitiminden mahrum kalıp o sene NCAA'lerde oynayacakların aksine profesyonel olup basketbol oynadığı için para alacak. Hem tecrübe kazanmış olacak, hem basketbol oynayacak, hem para alacak, hem de derslere girmeyecek. Hangimiz istemeyiz ki bunu?

Peki, bu neden NBA'i endişelendirsin ki?

Aslında bu NBA'den çok NCAA'i endişelendirecek bir durum. İşin sonunda Jennings NBA Draft'ine katılıp bir takımda oynuyor olacak. Ama, onun izinden başka genç yıldızlar giderse NCAA ciddi bir oyuncu kaybına uğrayabilir. Gerçi, nedenini tam anlayamadığım bir şekilde bu yaş sınırlamasını koyan David Stern buna da bir çözüm bulabilir, göreceğiz.

Olimpiyat kadrosu ve "Mehmet" ler

Aslında ilk yazı direk futbol veya basketle alakalı olacaktı, ama Olimpiyat kadromuzu görünce bu yazı fikri aklıma geldi. Kadrodan bir örnek:

Masa tenisi:
Cem Zeng(Fenerbahçe'nin sporcusu)
Melek Hu(Fenerbahçe'nin sporcusu)

Yüzme:
Iris Rosenberger(Fenerbahçe'nin sporcusu)

Atletizm:
Svetlana Sudak(Fenerbahçe'nin sporcusu)
Elvan Abeylegesse(15'inden önce Türkiye'ye alınsa "altyapıdan" olarak Türk sayacaktım, 17'sinde gelmiş)

(Basketbol takımımızdan Ersan İlyasova'yı saymıyorum, "altyapı" kontenjanından)

Doğruya doğru, atletizmden çok anlamam. Ama hatırladığım bir şey var, "Marco" Aurelio "Mehmet" olurken birçok kişi yabancı uyruklu birinin Milli Takım'da olmasını sorguluyordu, ama kafadan 5 adet yabancı uyruklu sporcunun bizi Olimpiyatlar'da temsil edecek olmasına kimse bir şey demiyor, aksine herkes Elvan'dan başarı bekliyor. (Hadi, Aurelio Fenerbahçe'liydi de Fenerbahçe düşmanları Milli Takım'da oynamasını istemedi diyelim, yukarıdaki sporcuların %80'i Fenerbahçe Spor Kulübü'nde oynuyor) Bu da aklıma şu soruları getiriyor:

1) Biz futbol/basketbol gibi sporlar dışındaki sporları hiç mi sallamıyoruz?
2) Başarılı olduğumuz sürece, sporcumuzun nerede doğmuş olması önemli değil mi?

(Benim bu konudaki görüşüm, şahsen yabancı uyruklu birinin bizi temsil etmesi çok umrumda değil, önemli olan Türk'lüğün ve bu ülkeyi temsil etmenin nasıl bir şey olduğunu anlasın)