31 Mayıs 2010 Pazartesi

Hidayet Türkoğlu

Toronto'da mutlu olmadığını söylemiş. Doğaldır, basketbol açısından bu sene Toronto'da kimsenin mutlu olduğunu sanmıyorum. Gelecek seneye Bosh olmadan girmeleri yüksek ihtimal, ki Bosh'ın bir hiç uğruna gitmesine izin verirlerse daha da kötü bir kadroya sahip olacaklar. Toronto Raptors'ın Hidayet, Calderon ve Bargnani başta olmak üzere Bosh olmadan 47 milyon dolar civarında toplam kontratları var, gelecek yılki salary cap sınırının 50 ile 53 milyon dolar arasında olacağı konuşuluyor, buna göre Bosh'ın yerine düzgün bir oyuncu da almaları zor.

Peki Hidayet takas olabilir mi? Çok zor bir ihtimal diyebiliriz. Öncelikle kontratı yeterince yüklü ve uzun, yaşının da 31 olduğu düşünülürse, gelecek için yeterince kötü bir yatırım. Ayrıca kendisi takas olduğunda alacağı para %15 artıyor, bu kendisi için çok iyi olsa da takasta ilgilenebilecek takımları vazgeçirebilecek bir madde.

Hidayet'in Toronto'daki 2. sezonunun ilki kadar kötü geçeceğini düşünmüyorum. Eğer Bosh gider de Hidayet kalırsa, takımın kalitesi düşerken kendisinin rolü yükselecektir. Takım belki daha çok maç kazanamaz ama, istatistiksel açıdan kontratını bu kadar kötü göstermeyecek seviyeye erişebilir, bu da üzerindeki baskıyı biraz azaltır.

30 Mayıs 2010 Pazar

Rajon Rondo

2008'de Boston Celtics şampiyonluğa giderken ilk 5'in en zayıf halkası olarak görülüyordu Rajon Rondo. Çaylak senesine göre kendini biraz geliştirmişti, ancak yine de vasat bir oyun kurucuydu NBA'de. En büyük sorunu bir NBA guardı için çok kötü olan dış şutuydu, ki rakipleri onu savunurken bunu bilerek 1 metre önde savundular her zaman. 2008/2009 sezonunda istatistiksel olarak(11.9 sayı 8.2 asist 5.2 ribaund 1.9 top çalma) çok iyi bir sezon geçirdi, ancak bu sefer de bu başarıdaki pay kendisi kadar takım arkadaşlarına gitti, "Bu takımla çoğu vasat oyuncu benzer istatistikler yapar" diyenler oldu. Bu sezon geçen seneki gibi çok iyi bir sezon geçirdi(13.7 sayı 9.8 asist 4.4 ribaund 2.3 top çalma). All-Star etkinliklerinden olan HORSE yarışmasında 4 tane üçlüğü üst üste soktuğunda izleyenleri şoke etti, ve ilk günden beri eleştirildiği şutunu geliştirmeye başladığını gösterdi. Şu anda Cleveland ve Orlando'yu eleyip NBA finaline çıkan Boston Celtics'in ateşleyicisi ve en önemli oyunusu durumunda, NBA'deki oyun kurucular içinde de kesinlikle ilk 5'te. 3 sene içinde takım arkadaşlarının iyi olmasından faydalanan kişi olmaktan dün gece TD Banknorth Garden'da "MVP" tezahüratlarının öznesi olmak... Rondo'nun gösterdiği gelişim inanılmaz, bütün bunların üzerine bir de istikrarlı ve etkili bir şut eklerse(Böyle bir olasılık çok zor tabi, bu gidişle Dwight Howard'ın post hareketlerine dönecek olay) NBA'deki en iyi oyun kurucu bile olabilir.

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Orlando'ya Neler Oldu?

Orlando Magic konferans finali ilk maçına daha önceki iki seriyi de süpürmüş olarak çıktı. Cleveland'ı 4-2'yle geçmiş Boston karşısında yine de favoriydiler, ancak ilk 3 maç sonra tabiri caizse denize döküldüler. Peki bunun nedeni nedir?

1) Boston diğerleri gibi değil:

Charlotte ve Atlanta normal sezonda iyi gözükse de, özellikle Atlanta bir playoff takımı olmadığını daha Milwaukee serisinden gösteriyordu. Lig lideri olamadılar belki, ancak ilk 2 turda çok iyi eşleşmeler çıktı karşılarına. Boston'da büyük üçlü o kadar kötü durumda değil, Rondo kariyerinin en iyi basketbolunu oynuyor, ve Cleveland zaferinden sonra galibiyete inanmış durumdalar.

2) Vince/Rashard bekleneni veremiyor:

Rashard Lewis kendisi kadar para alan oyuncular arasında tarihi kötülükte bir seri geçiriyor(37 dakikada 5 sayı 5 ribaund %25 FG %7 üçlük). Kendisinin hücumda beklenenin çok altında olmasıyla Vince Carter'ın (Lewis kadar kötü olmasa da) bürünmesi gerektiği kurtarıcı rolüne bürünememesiyle Orlando en önemli 2. ve 3. oyuncusundan gerekli verimi alamıyor.

Peki, Carter yerine Hidayet takımda olsaydı çok bir şey değişir miydi? Hidayet'in oyun kurucu özelliği Magic'i daha güçlü yapabilirdi, ancak genel olarak çok bir fark yaratacağını sanmıyorum, çünkü Boston şu anda Orlando'dan çok daha üstün gözüküyor.

Sonuç olarak, ölü sezonda Orlando'nun bu takımı(En azından kilit oyuncuları) değiştirmesi çok olası gözükmüyor, o yüzden Otis Smith gelecek sezon aynı sorunların yaşanmaması için çok dua edecektir muhtemelen.

23 Mayıs 2010 Pazar

Celtic Pride

2008'de şampiyon olduğunda NBA'in en iyi takımıydı Celtics. 2009'da Kevin Garnett'siz oynadıkları playoff'larda Orlando'ya elendiler. Ölü sezonda Marquis Daniels ve Rasheed Wallace'ı takıma kattılar, ancak normal sezonda bu ikiliden bekledikleri katkıyı alamadılar, sezonu da Doğu dördüncüsü olarak bitirdiler. İlk turda Miami'yi geçmeleri bekleniyordu, ancak Cleveland'a karşı 29 sayı fark yiyip seride 2-1 geriye düştükleri 3.maçtan sonra üst üste 3 galibiyetle seriyi kazanmaları ve Orlando'ya bu kadar üstünlük kurmaları kimse tarafından beklenmiyordu. Şu an Rondo'nun önderliğinde Orlando'ya karşı 3-0 öndeler, ve kolay kolay durdurulacağa benzemiyorlar. Finalde Lakers'la eşleşirse 2008'in bir rövanşı olacak, ve bu sefer Garnett daha kötü olsa da Rondo çok daha iyi. Lakers'ın şu ana kadar çok işine yarayan uzunlarını en iyi Boston'ın savunacağı düşünülürse, Kobe Bryant'a çok iş düşecek. Şu ana kadar kimse takımını tek başına şampiyon yapamadı, o yüzden Gasol ve diğerlerinden yardım alamazsa Kobe yine hüsrana uğrar. Olur da Suns çıkarsa finale, bu sefer Nash-Rondo eşleşmesi nasıl olur çok merak ediyorum.

21 Mayıs 2010 Cuma

Bosh'ın Gitmek İstediği Takımlar

Bilindiği üzere Chris Bosh'ın bu sene kontratı bitiyor. Kendisi eğer Toronto'da kalmak istemezse başka bir takıma gitmek için 2 opsiyonu var; ya cap boşluğu olan bir takımla direk kontrat imzalayacak, ya da sign and trade'le bir takıma takas olacak. Sign and trade'le gitmesi hem Bosh hem Toronto için daha mantıklı, çünkü bu şekilde Bosh daha çok para kazanır, Toronto ise Bosh karşılığında bir şeyler alır. ESPN'e göre Bosh, sign and trade olmak istediği takımları Raptors yönetimine söylemiş. Habere göre Bosh'ın (Toronto haricinde) gitmek istediği takımlar Chicago Bulls, Los Angeles Lakers, Miami Heat, New York Knicks'miş. LeBron'ın gideceği takımın bu seçimde bir etkisi olması olası tabi.

LeBron James Nereye Gidecek?

NBA'de Doğu ve Batı konferans finalleri devam ederken, saha dışında da basketbol dünyasını yakından ilgilendiren olaylar gelişiyor. Sene sonunda kontratının süresi dolmuş oyuncuların takımlarıyla kontrat tazeleme ya da cazip teklif aldığı başka bir takıma geçme arasında vereceği kararı değerlendirdikleri zaman geldi. Doğal olarak gündem iki yıldır en değerli oyuncu seçilen LeBron James'in nereye gideceği tartışmalarıyla dolu. James'in kontratında bir yıllık bir opsiyonu bulunuyor ancak maddi nedenlerden bu opsiyonu değerlendirmeyerek kendisine maksimum kontrat önerebilecek takımlar arasında bir seçim yapacak. Dürüst olmak gerekirse NBA'deki her takım öyle ya da böyle LeBron James'i takımlarına nasıl katabilecekleri konusunda kafa yoruyor. Bunca takım arasında LeBron'u takımlarına bağlayabilecek Cleveland haricinde iki takım öne çıkıyor: New York Knicks ve Chicago Bulls. Tabii ki bu takımlar dışında da iddiası olan bir iki takım var New Jersey Nets gibi, ancak bu takımların çoğunda James'e maksimum kontrat önerebilecek miktarda para yok. Bu takımlar da imza-takas yoluna gitmeyi planlıyor. LeBron James'in hangi takımı hangi sebeplerle seçebileceğini kestirebilmek için üç takımı diğerlerine göre daha derinlemesine incelemek gerekiyor.

Cleveland Cavaliers

Cleveland şehri LeBron'un memleketi olduğu için Cavaliers'in seyirci-takım sinerjisi çok güçlü. Ev sahipliğini yaptıkları maçlarda bu nedenle çok üstün ve dominant performanslar sergiliyorlar, hatta geçen sene evlerinde sadece 2 yenilgi alarak NBA rekorunu egale etmişlerdi. LeBron her geçen sene takımını daha kuvvetli bir şekilde ileri taşıdı, 2006-2007 sezonunda finale kadar çıktı, playoffların devamlı ve etkili bir takımı konumuna getirdi. LeBron bu takıma ve şehre çok şey verdi. Ancak NBA tarihinde zirvede yer edinmek isteyen LeBron için memleketinin kahramanı ya da Cavaliers'i başarıya taşıyan yıldız oyuncu olma kavramları artık bayatlamış olmalı. Eğer tüm zamanların en iyilerinden biri olarak yıllarca anılmak istiyorsa LeBron James'in birkaç yüzüğe ihtiyacı var. Jordan'ın, Bryant'ın, Wilt Chamberlain'in, Magic Johnson'un ve adını sayabileceğimiz nice harika oyuncunun şampiyonlukları bulunuyor. NBA tarihinde kalıcı bir yer edinmek için yılın çaylağı, en değerli oyuncu ödülünü almak veya All-NBA Team'lere seçilmek yetmiyor. Efsane olmak istiyorsa şampiyonluk alması gerekiyor, kendine "kral" diyorsa gidip tahtına geçmesi lazım artık...

New York Knicks

Madison Square Garden'da yaptığı her maçtan sonra buraya duyduğu hayranlığı gizlemeyen James'in bu şehrin enerjisine ve kültürüne aşık olduğu ortada. Yalnız saha etkeni değil; New York'un şehir yapısı, Amerika'nın doğusundaki en önemli ve büyük şehir olması LeBron'u New York'a yönlendirenler listesinin sadece yüzeysel olanları. James eğer tercihini New York'tan yana kullanırsa bu klübün tarihindeki en büyük yıldızı ve dolayısıyla New York şehrinin sportif kahramanı olacak. Knicks forması altında alabileceği başarıların ihtişamı çok daha büyük olacak çünkü New York'un dünya pazarındaki yeri çok büyük. LeBron'un forma satışı artı isim hakları vesaireden kazandığı para da bu sebeple oldukça artacak. Bütün olumlu kısımlarının yanı sıra New York kadro açısından şu anki haliyle James'e şampiyonluk yolunu açamayacak zayıflıkta. Eğer Knicks, LeBron'un yanına Chris Bosh veya Amar'e Stoudemire gibi bir yıldız takviyesinde bulunursa diğer takımlar arasında New York Knicks LeBron James'le kontrat imzalama yolunda açık ara en önde giden takım olur.

Chicago Bulls

LeBron James olsam herhalde Chicago'ya giderdim. Bunu söylememin sebebi de Bull'un şu anki takım çekirdeği. Eğer James bu takımla anlaşırsa Rose-Noah ikilisinin arasına ligin en dominant forveti yerleştirilmiş olur. Bu da yetmezmiş gibi forvet mevkiinde oluşacak olan bir Luol Deng sıkışmasından ötürü Chicago imza-takas yöntemiyle kontratı biten yıldızlardan birini daha kadrosuna katabilecek durumda. Yakın zamanda bir yüzük istiyorsa LeBron için Chicago en iyi tercih olacak. Chicago'ya gitmesinde saha dışı etkenler daha çok engelleyici rol oynuyor. Bu takımın 23 numarayı emekli ettiği efsane oyuncusu Michael Jordan tüm zamanların en iyi oyuncusu olarak anılıyor. LeBron'un forma numarası değişikliğine gideceği açıklandı zaten ancak en büyük sorun James'in egosuyla Jordan'ın heykelini aynı şehre sığdırmak olacak. Bu bir sorun olmaktan çıktığı anda en avantajlı taraf Chicago cephesi olacaktır.

Sonuç olarak LeBron'un bu üç takımdan hangisine daha yakın olduğu sorusunu yanıtlamak henüz mümkün değil. Ancak en uzak olduğu takım bence Cavaliers. LeBron'un kariyerinde nasıl bir noktaya varmak istediği nereye gideceğini belirleyecek. Eğer para şöhreti seçerse New York'a, şampiyonluğu ve basketbolun zirvesinde olmayı seçerse Chicago'ya gitmeli. Hepsini bir arada alması pek mümkün görünmüyor.

2010 NBA Draft

2010 NBA Draft'ının sıralaması şöyle gidiyor:

1. Washington Wizards

2. Philadelphia 76ers

3. New Jersey Nets

4. Minnesota Timberwolves

5. Sacramento Kings


Seçilecek oyuncu kalitesini ligin geri kalanını doğrudan etkilediği için sadece ilk 5 seçimin tartışılması daha can alıcı duruyor. İlk 5 sırada seçilmesine kesin gözüyle bakılan oyuncular da:

John Wall (guard)

Evan Turner (guard/forvet)

DeMarcus Cousins (forvet/pivot)

Derrick Favors (forvet)

Wesley Johnson (forvet) ya da Al-Farouq Aminu (forvet)


İlk seçim hakkının Washington'da olması onlar adına büyük bir şans. Arenas'ın NBA'den uzaklaştırılması ardında point guard mevkiinde soru işaretleri beliren bir takım bıraktı. Her ne kadar da Shaun Livingston ile bir takviye yapmak istemiş olsalar bile, Livingston'un sakatlıktan önceki durumu bile şuanki Washington kadrosunu bir yerlere getiremez. Arenas'ın dönüşü her şekilde çok tartışmalı olacak, bu nedenle Washington'a John Wall'un gelmesi takıma büyük bir güç kazandıracak. Zaten point guard bölgesinde oyuncu sıkıntısı çeken sayılı vasat takımlardan biriydi Washington.


76ers'ın ikinci seçimde kimi seçeceği çok belli olmamakla beraber, basketbol kamuoyu Evan Turner'ın seçileceği kanısında. Turner'ın NBA seviyesinde şutör guard oynaması bekleniyor. Andre Iguodala ile oyun yapılarının ve mevkilerinin de benzer olması bu düşünceyi güçlendiren bir etken. Ancak ben Sixers'ın Iguodala-Turner ikilisi oluşturmasındansa DeMarcus Cousins gibi dominant bir pivotu ya da Derrick Favors'u seçmesini ihtiyaç açısından daha mantıklı buluyorum.


New Jersey Nets'in 3. seçimi alması herkes için bir sürpriz oldu. Kadrosunu yetenekli gençlerle donatıp yükselmeye geçmek isteyen bir takımın Devin Harris gibi bir vasat takım yıldızından çok John Wall gibi bir eklentiye ihtiyacı vardı ama olmadı. Harris ile idare etmek zorundalar şu sıralar. İki tane yıldız oyuncu getirebilecek paraları var, o yüzden bu çok büyük bir sorun değil. Ellerindeki kadroya yapılabilecek en iyi eklenti heralde Evan Turner olurdu. Turner'ı 76ers seçerse Derrick Favors da gayet iyi bir eklenti olacak New Jersey Nets kadrosuna. Takımda point guard ve pivot haricinde her mevkide iyi oyuncuya ihtiyaç var. Courtney Lee beklentilerin çok altında, Terrence Williams'ın ileride ne olacağı şu an belirsiz, Yi Jianlian'dan ne bekliyorsanız artık...


Minnesota Timberwolves için 1. seçim iyi olurdu ancak onlara takas yollarını açardı. Flynn kadrolarında ve üstüne üstlük seneye Rubio gibi yüksek beklentilerle bir sene bekleme pahasına draft edilen bir genç Avrupalı yıldız katılacak. Yani bir point guard bolluğu zaten var Minnesota'da. DeMarcus Cousins'ı seçebilirlerse kadrolarını gerçekten güçlendirebilirler. Al Jefferson ve Kevin Love'ın bir arada pek de iyi gitmediğini gördük, Darko Milicic'in de NBA tarihinde yer edinmiş bir bust olarak pivot görevini üstlenmesi Minnesota'da dikkatleri hemen pivot mevkiine çekiyor. O olmazsa ancak Turner ile işleri biraz da düzene sokabilirler ama sıra Minnesota'ya gelene kadar Turner'ın seçilmiş olması muhtemel.


Sacremento Kings öyle bir takım ki, point guard haricinde her oyuncu işlerini görecek gibi duruyor. Bir sürpriz olmazsa büyük ihtimalle Al-Farouq Aminu ya da Wesley Johnson'u draft edeceklerdir. Bu drafttan gelecek olan oyuncu her şekilde takımlarına iyi bir eklenti olacaktır.


Giriş

Blogu tanıtma amaçlı olsun;

Basketboldan biraz anlayan 2 kişinin yazacak yer bulamadıkları için yazdıkları blog. Sadece basketbolla ilgili yazılar olacak, bir de tahmini olarak 26 Haziran'dan sonra düzenli şekilde yazabileceğiz.(Öss genci olunca) Umarım güzel yazarız da okunabilecek bir şey çıkar ortaya.